Lisanî İlimler Dergisi
https://lidergi.com/index.php/pub
<p style="font-weight: 400;">LİDER Lisanî İlimler Dergisi 2023 yılında uluslararası e-dergi olarak <strong>2980-2954 ISSN</strong> numarasıyla yayın hayatına başlamıştır.</p> <p style="font-weight: 400;">İnsanoğlu konuşan bir varlıktır. Konuşarak da karşısındaki insanlarla iletişim kurmaktadır. Bu iletişimde dil sayesinde gerçekleşmektedir. Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni, seslerden örülmüş toplumsal bir kurumdur. Dilin kapsamına girmeyen sesler, jestler ve mimikler iletişimin sağlanmasında önemli olmasına karşın bunlar dilin önemini hiçbir zaman azaltmaz. Aynı dili konuşanlar birbirleriyle rahatlıkla iletişim kurarken farklı dilleri konuşanlar arasında bu iletişimi gerçekleştirmek neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla farklı dili konuşan insanlar birbirleriyle anlaşabilmek için birbirlerinin dilini öğrenmek ve öğretmek zorundadırlar. Sadece anadilini bilip kullanmak günümüz dünyasında artık yetersiz görülmektedir. Çokdillilik, iki veya daha fazla dilin bir birey ya da topluluk tarafından kullanılmasıdır. Dünyada çokdilli kesimin, tek dilli olanlardan daha fazla olduğu düşünülmektedir. Dünyada yaşayan insanların yarısından fazlası, ana dillerinin yanında en az bir dil daha konuşabilmektedir.</p> <p><span style="font-weight: 400;">Dünyada dil alanı ile ilgili çeşitli disiplinler bulunmaktadır. Bu disiplinler; dilbilim, edebiyat, çeviribilim ve dil eğitimidir. </span></p> <p><span style="font-weight: 400;">LİDER Lisanî İlimler Dergisi bu disiplinlerde hazırlanmış akademik araştırmaları yayınlayan uluslararası hakemli bir dergidir. </span></p>Prof.Dr.MuratÖZCANtr-TRLisanî İlimler Dergisi2980-2954Analytical Reading in Iraqi Prison Literature
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/35
<p>Irak hapishane edebiyatı, önemi birçok nedene rağmen yeterince vurgulanmayan Arap edebi mirasının bir parçası olarak kabul edilir. Bu çalışmada, bu edebiyat türünün edebi analizine odaklanarak, okumanın ona olan etkisini anlamaya ve bu etkiden kaynaklanan yansımaları ortaya çıkarmaya ve ayrıca okuma deneyiminde duyguları ve insan yönlerini keşfetmeye özel bir dikkatimiz var. Bu, okuyucu ile metin arasında benzersiz bir ilişkinin kurulmasına yol açar ve bu da metinle etkileşimi sağlayarak amaçlanan hedefi gerçekleştirir. Bu etkileşim, okuyucunun metnin derin içeriğinden etkilenmesi ve yansıttığı gerçek duyguları, yapaylık veya abartı olmaksızın ifade etmesi sonucunda gerçekleşir ve bu da Irak hapishane edebiyatının estetiklerini vurgulamaya katkıda bulunur. Bu nedenle, bazı yazarların hapislik dönemlerinde yazdıkları bazı nesir ve şiir metinlerinin incelenmesi yapıldı, çünkü bu yazarlar bize hapishanelerde yaşadıkları yaşamla başa çıkma deneyimlerini sundular, özellikle de geçen yüzyılın ikinci yarısında yaşadıkları zor siyasi koşullar ve sürekli yönetim değişiklikleri ve siyasi istikrarsızlıkla birlikte. Sonuç olarak, edebiyat onların deneyimlerini ve mücadelelerini etkili bir şekilde ortaya çıkarmalarının aracı haline geldi ve burada bu tür edebiyatin gerçek değeri yatmaktadır, çünkü okuyucuya metnin derinliğini keşfetme ve anlamlarını ve sembollerini çıkarma fırsatı sunar, bu da okumanın metni şekillendirme ve anlama rolünü güçlendirir.</p>Gürkan DAĞBAŞIAlaa Ghlaim
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021110Hâricî Şair ve Şiirlerine Genel Bir Bakış
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/21
<p>Arap tarihinin zengin kültürel mirası içerisinde, edebiyatın ve özellikle şiirin önemli bir rol oynadığı ve şairlerin toplumsal yaşamın vazgeçilmez bir parçası olduğu bilinmektedir. Şiir, Cahiliye döneminden itibaren Arap toplumunda farklı zamanlarda düşmanlara karşı etkili bir silah, savaşların başlatıcısı veya sonlandırıcısı, övgü, hiciv, mersiye, dünya görüşü ve siyasi eleştiri vb. gibi birçok konuyu ele alan bir olgu olmuştur. Bundan dolayı Arap tarihinin çeşitli dönemlerinde şaire ve şiire büyük bir önem verilmiştir. Tarihin farklı dönemlerinde Arap edebiyatında çeşitli dünya görüşlerini teşmil eden, farklı dinlere ve mezheplere bağlı olan pek çok şair yetişmiştir. Ortaya çıkan bu şairler, çoğu zaman şiirlerini mensup oldukları kabile, din ve mezhepleri yolunda savunma ve saldırı aracı olarak kullanmışlardır. Bu çalışmada İslam mezhepleri arasında erken dönemde ortaya çıkan Hâricîlerin ortaya çıkış serüveni, şairleri ve ardından şiirlerinin genel özellikleri incelenerek, Hâricî şiirlerinin o dönemde siyasi ve toplumsal eleştiri, ideolojiye davet ve Hâricî itikatlarını gözler önüne seren bir araç olarak nasıl kullanıldığı tespit edilmiştir. İnceleme sonucunda Hâricî mezhebine mensup pek çok önemli şairin olduğuna, bu şairlerin şiirlerinde genel olarak o dönemde mevcut olan fahr, medh, mersiye ve hamaset gibi şiirsel gayelerin yanı sıra siyasal ve toplumsal eleştiri, dini eleştiri, ötekine karşı kendi inanç ve düşüncelerini savunma, kendi dünya görüşünü yayma gibi amaçların bulunduğu tespit edilmiştir. Aynı şekilde Hâricî şiirlerinde züht, dünya malına değer vermeme, ibadete düşkünlük, cihada davet gibi dini değer ve duyguların işlendiği tespit edilmiştir.</p>Furkan Tağlı
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-30211128İsmâil Rusûhî Efendi'nin Şerh-i Kaside-i Taiyyesi’nden Bazı Beyitler Üzerine
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/30
<p>16. yüzyılda Ankara’da doğmuş olan Mevlevî şeyhi ve Mesnevî şârihi olan İsmâil Rusûhî Ankaravî, önemli mutasavvıflardandır. Doğum tarihi net olarak bilinmemekle birlikte Kanuni Sultan Süleyman döneminden hemen sonra dünyaya gelmiş olduğu rivayetlerde geçmektedir. Ankaravî, Bayramiyye, Halvetiyye ve son olarak da Mevleviyye tarikatına intisap etmiştir. İsmâil Rusûhî Ankaravî’nin birçok eserleri vardır. Bu eserler arasında Mesnevî ile ilgili eserleri, İbnü’l Fârız’ın eserlerinin şerhleri, tasavvufî eserler gibi ön plana çıkan eserleri mevcuttur. Bu çalışmaya konu olan İbnü’l Fârız’ın “Kasîde-i Tâiyye” sine yazmış olduğu “el-Makāsıd-ı aliyye fî şerhi’t-Tâiyye” isimli şerhidir. Eser, önsöz, mukaddime, “Kaside-i Tâiyye Şerhi, ekler ve indeksler olmak üzere beş ana bölümden oluşmaktadır. Eserin önsözünde, İbnü’l Fârız, İsmâil Ankaravî ve Şârihin Önsözü olmak üzere 3 alt başlıkta bilgiler sunmaktadır. Akabinde mukaddime bölümünde “vücut, isim ve sıfatlar, hazarât-ı hams, ıstılahlar, bazı tasavvufî kavramlar, ilâhî muhabbet ve ilâhî muhabbetle maddî şarap arasındaki benzerlikler” hakkında bilgi sunmaktadır. Kaside-i Tâiyye Şerhi isimli başlıkta ise 752 beyitten müteşekkil olan kasidenin beyitlerini çoğunlukla tek tek bazen de anlam ve konu bütünlüğü açısından birkaç beyti birleştirerek şerh yapmıştır. Ekler bölümünde, metnin sadeleştirilmiş halinden bir örnek verilerek indeks kısmına geçilmektedir. Bu bölümde ise âyetler, hadisler, kibâr-ı kelâm, görüntüler ve dizin kısmı bulunmaktadır.</p> <p>Bu çalışmaya örneklem olarak alınan 3.beyit, 49.beyit, 71.beyit, 242.beyit ve son olarak 350.beyit olmak üzere 5 beyit alınmıştır. Kitapta bu Arapça beyitlerin okunuşları olmadığından dolayı öncelikle beyitlerin okunuşlarına yer verilmiştir. Daha sonra beyitlerin anlamı verilerek beyitler tasavvufî açıdan yorumlanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın ilim camiasına faydalı olmasını temenni ediyorum.</p>Ümran Akgedik
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-30212941The Evaluation of Cases Where the Subject is an Indefinite Noun Rather Than a Definite Noun
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/18
<p style="font-weight: 400;">يعتبر المبتدأ والخبر من الموضوعات المهمة في النحو العربي على اعتباره واحد من أقسام الجملة العربية الثلاثة وهي الجملة الفعلية المتكونة من الفعل والفاعل، والاسمية المتكونة من المبتدأ والخبر، وشبه الجملة المتكونة من الجار والمجرور او الظرف.</p> <p style="font-weight: 400;">وعليه فان دراسة المبتدأ والخبر في كافة جوانبه ضرورة ملحة لطلاب علم النحو العربي، وفي هذه المقالة نتطرق الى جزء من هذا الموضوع الا وهو المبتدأ في حالة كونه اسماً نكرة وليس معرفة كما يجب ان يكون في الغالب وألاسباب التي من اجلها يستوجب التنكير.</p>Dalye BAYRAKTAR
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-30214352Arapça ve Türkçede Hayvan Adı İçeren Deyimlerin Anlambilim ve Eşdeğerlik Bağlamında İncelenmesi
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/42
<p><strong>ÖZ:</strong> İnsanoğlu tarih boyunca hayvanlarla yoğun etkileşim içerisinde olmuş bu etkileşim beslenme, giyim, sanat, mimari gibi insan hayatının çeşitli alanlarına sirayet etmiştir. Söz konusu etkileşimin gözlemlenebileceği en önemli unsurlardan biri şüphesiz dildir. Hayvanlar toplumların zihinlerinde benzer çağrışımlar oluşturabildiği gibi kültür, coğrafya, inanç, düşünce yapısı vb. farklılıklar dolayısıyla farklı çağrışımlar da meydana getirebilmektedir. Deyimler toplumların kültürlerini en iyi yansıtan dil hazineleridir. Hayvanlar da deyimlerde kullanılan önemli motifler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada Arapça ve Türkçede hayvan adı içeren deyimler karşıtsal çözümleme yöntemi ile incelenmiştir. Aralarındaki benzerlik ve farklılıklar ortaya koyularak analiz edilmiş ve eşdeğerlik düzeyleri tespit edilmiştir.</p>Sema BATURErdinç DOĞRU
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-30215372Arapça Haftanın Günlerinin Öğretilmesinde Etkinlik Örneği Önerisi
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/38
<p>Bu çalışmanın amacı Arapça öğrencilerinin Arapça haftanın günlerini hafızada kalıcı olabilecek şekilde öğrenmelerine katkı sağlayacak bir etkinlik örneği önerisinde bulunmaktır. Çalışma nitel bir yöntem ve yapılan ilgili araştırmaların taranması yoluyla yapılmıştır. Arapça öğrenen öğrencilere haftanın günlerinin öğretilmesi genelde ezberleme yoluyla yapılmaktadır. Öğretmen haftanın günlerini ya tahtaya yazmakta ya da ders materyalinden bir dersin bir bölümünde öğrencilere anlatmakta, tekrarlatmakta ve ezberlemelerini istemektedir. Bu yöntemle Arapça haftanın günleriyle tanışan öğrenciler her ne kadar ezberlemiş olsalar da uygulamada ve günlük kullanımda problem yaşama ihtimalleri yüksek düzeyde olmaktadır. Günlük kullanım sırasında bu problemi aşmak için Arapça öğrencileri haftanın günlerini ya parmaklarıyla sayarak hatırlamaya ve kullanmaya çalışmakta ya da birilerinden yardım alma ihtiyacı duymaktadır. Bu çalışmada verilen etkinlik örnekleri Arapça haftanın günlerinin Arapça öğrencilerinde hafızada kalıcı ve kolay hatırlanacak bir düzeyde öğrenilmesine büyük oranda katkı sağlayacağı umulmaktadır.</p>Hayrullah Çetinkaya
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-30217385Arap Dilinde İsim Cümlesi ve Anlam İçeriği
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/44
<p>Dil insanın duygu ve düşüncelerini ifade etmek için kullandığı bir sistem ve araçtır. Duygu ve düşünceler kelimeler ve onların anlamlı bir olarak bir araya getirilmesiyle ifade edilebilir. Eylem ve isimlerden oluşan bu kelime gruplarına cümle denir. Dünyanın en zengin ve kadim dillerinden biri olan Arap dili cümle yapısı ve cümlelerdeki anlam içerikleri bakımından dikkat çekici hususiyetlere sahiptir. Diğer dillerde olduğu gibi cümlelerin isim cümlesi ve fiil cümlesi olmak üzere iki kategoride değerlendirilmesi Arap dili için de geçerli bir sınıflamadır. Bu çalışmada insanın duygu ve düşüncelerini sözlü ve yazılı olarak dile getirme ve ifade etmede vazgeçilmez bir dil aracı olan cümle türleri içinde isim cümlesinin Arap dilindeki yeri, kullanımları ve anlambilimsel yönleri ele alınmıştır.</p>Musa YILDIZHalit AKYÜZ
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-30218796Mustafa Mahmud’un “Üç (Es̠-S̠ elas̠e)” Adlı Hikâyesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/24
<p style="text-align: justify;">Mısırlı filozof, doktor ve yazar olan tam adı Mustafa Kamal Mahmoud Hussein Al Mahfouz; 1921-2009 yılları arasında yaşamıştır. Mustafa Mahmud, okul yıllarında başarılı olmasına rağmen öfkelendiği bir dönemde okumayı bırakmış, ancak daha sonra okumaya geri dönmüştür. Tıp okuyarak 1953'te göğüs hastalıkları konusunda uzmanlaşmıştır. Ancak 1960'ta kendini yazarlık ve araştırmaya adamıştır. Mustafa Mahmud, yazarlık kariyerinde masal, oyun ve gezi öykülerinin yanı sıra bilimsel, dini, felsefi, sosyal ve politik kitaplar yazmıştır. Toplamda 89 eseri bulunmaktadır. Bu çalışmada Mustafa Mahmud’un <em>El-leżı̇̄ne Ḍaḥikū Ḥattâ El-Bukā<strong>ʾ</strong></em> adlı kitabında yer alan “ Üç<strong> (</strong>Es̠-S̠elas̠e)” adlı hikâyesinin tahlili yapılmıştır. Hikâye; Matilda, kocası ve sevgilisi arasındaki karmaşık ilişkileri merkeze alan bir trajediyi tasvir eder. Matilda'nın kocası, zengin, nazik ve cömert bir karakter olarak betimlenirken, sevgilisi otoriter ve kısıtlayıcı bir kişilik sergiler. Matilda sevgilisinden bir talepte bulunur fakat hikâyenin kapanışında yaşananlar Matilda'nın beklentileriyle çelişir. Bu çalışmada hikâyenin konusu ve olay örgüsü, hikâyenin özeti, yazarın biyografisi, kahramanları, anlatım teknikleri, dil özellikleri, değerlendirme ve Arapça orijinalinden çevirisi bulunmaktadır.</p> <p style="text-align: justify;"> </p>Betül Beyza Gümüş
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-302197116İbrahim El Meṭuli’nin En-Naẓir (Müdür) Adlı Hikâyesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/27
<p class="s10"><span class="s7"><span class="bumpedFont15">Mısırlı </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">hikâye</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> yazarı olan İbrahim El </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">Meṭuli</span></span> <span class="s7"><span class="bumpedFont15">hikâyeleri</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> ile birçok ödül almıştır.</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> Yazar, aldığı birçok ödülün yanı sıra 2011 ve 2022’ de </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">Sharjah</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> Arap Yaratıcılık Yarışması’nda birinci olarak önemli başarılar elde etmiştir. Ayrıca, 2014 yılında Al- Arabi Al- </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">Kuwaitiyya</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> dergisi tarafından düzenlenen kısa hikâye yarışmasında birinci olmuştur.</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> Bu çalışmada İbrahim El </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">Meṭuli’nin</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> En-</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">Naẓir</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> (Müdür) adlı </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">hikâyesinin</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> tahlili yapılmıştır.</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> Hikâyede</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">; </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">yazarın gözünden siyah giyinen bir satıcı kadın detaylı bir şekilde betimlenerek bir gün içerisinde geçen durumlar ve olaylar aktarılmıştır.</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> Müdürün öğrencileri kışkırtması ile öğrenciler şekerleme satan kadınlara saldırır ve mallarını dağıtır. </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">Hikâye</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> siyah giyen satıcı kadının hüzünlü sahnesi betimlenerek sona erdi</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">ri</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">lir.</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> Bu çalışma </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">hikâyenin</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">konusu, özeti, kahramanları, anlatım teknikleri ve dil özelliklerini içermektedir.</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> Ayrıca çalışmanın sonuna değerlendirme, yazarın biyografisi, </span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15">hikâyenin</span></span><span class="s7"><span class="bumpedFont15"> Arapça metni ve Arapça metinden Türkçeye çevirisi eklenmiştir.</span></span></p>Habibe Oflaz
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021117131Cercis Nâsîf’in “Mâzen ve Su Mâzen ve Hava” İsimli Hikâyesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/39
<p>1932’de Suriye’de doğan şair ve edebiyatçı Cercis Nâsîf, Şam Üniversitesi Arap Dili Bölümü’nden mezun olmuş, Suriye ve Lübnan’da öğretmenlik yapmıştır. Nâsîf, genel ve bilhassa çocuk edebiyatı türünde eserler vermiştir. Çocuk edebiyatı türünde yazmış olduğu “Mâzen” ve “Sami” Serileri en tanınmış eserlerindendir. Bu çalışmada Nâsîf’in Mâzen Serisi’nden “Mâzen vel ma’ Mâzen vel Hava” isimli hikâyesi tahlil edilmiştir. Hikâyede, Lübnanlı bir ailenin zeki ve meraklı bir çocuğu olan Mâzen’in bir pınar ve havayla olan ilginç ve öğretici diyaloglarına yer verilmektedir. Hikâyede bir insan gibi konuşma yeteneğinde olan pınar ve havaya sorular soran Mâzen, onlardan aldığı cevaplarla havanın ve suyun yaşamdaki önemine ve döngüsüne dair birçok şey öğrenmektedir. Yazar bu eserinde edebi yolları kullanarak doğa bilimlerine dair bilgileri eğlenceli bir şeklide okuyucuya aktarmaktadır. Bu makalede hikâyenin konusu, kahramanları, olay örgüsü, anlatım teknikleri ve dil üslubu incelenmektedir. Çalışmanın sonunda ayrıca eserin değerlendirmesi, yazar biyografisi, eserin orijinal metni ve Türkçe tercümesi de yer almaktadır.</p>Ayşe Öçer
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021133147Zekeriya Tamir'in Gece ve Gündüz (Leyl ve Nehar) Adlı Hikayesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/32
<p>Her toplulukta olduğu gibi Araplar arasında da çok eskiden beri birtakım menkıbeler, masal ve<br>hikâyeler bulunmaktaydı. Ancak modern anlamda Arap kısa hikâyeciliği on dokuzuncu<br>yüzyılın ortalarından itibaren Batı ile karşılaşmanın sonucu olarak, Batı edebiyatındaki<br>örneklerine yakın olan çalışmalarının verilmeye başlamasıyla, Suriye'de modern hikâye ortaya<br>çıkmıştır. Bu çerçevede ortaya çıkan Zekeriyâ Tâmir, Modern Arap kısa hikâyesine farklı tarz<br>katmış, Suriye edebiyatının ve Arap âleminin kısa hikâye alanında en çok okunan ve eserleri<br>farklı dillere çevrilen önemli kısa hikâye yazarlarından biri olmuştur. Tâmir, 1931 yılında<br>Suriye'nin Şam şehrinde doğmuş, tahsiline maddî imkânsızlıklar nedeniyle ilköğretim<br>aşamasında bırakmak zorunda kalmış olsa da o, hayatın zor şartlarına teslim olmamış kendini<br>yetiştirmiştir. Bu yetişme sürecinde, Dünya Modern Edebiyatından Jean-Paul Sartre, Franz<br>Kafka, Albert Camus ve dünya edebiyatına etki eden diğer yazarların eserlerini de okuyup<br>etkilenen Yazar, daha ziyade sosyal, siyasî, toplumsal ve kültürel içerikli hikâyeler yazmıştır.<br>Hikâyelerinde romantizm, İzlenimcilik, saçmacılık, dışavurumculuk ve sembolizm gibi anlatım<br>tarzını görmek mümkündür.Bu çalışmada Tamir’in ‘Hısrım’ kitabında yer alan ‘leyl ve nehar’<br>hikayesi incelenmiştir.1</p>Elife Nur Oğuz
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021149163Hasan Kashaf’ın Baskın (Müdaheme) Adlı Hikayesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/37
<p>Bu çalışmada Hasan Kashaf Baskın adlı hikayesi şekil ve içerik yönüyle incelenmiştir. Hasan Kashaf 1991 yılında Fas’ın Youssofia eyaletinde doğmuştur. Al-İrfandan eğitim bilimleri Fakültesi mezunudur. Şu anda Kazablanka’da Arapça öğretmeni olarak çalışmaktadır. Deliler Odası ve Çilek Gözyaşları adlı eserleriyle iki adet ödül almıştır. Bu çalışmada Kısas ve’l Hikayat isimli kitabın 5. Hikayesi incelenmiştir. Hikâyede bir ailenin normal bir akşam yemeği yiyecekken maskeli adamların eve baskın yaparak evin en küçük kızı olan Zeynep’i kaçırması ve polisin bu durum hakkında bir şey yapmaması, karakterlerinde Allahtan yardım istemesi anlatılmıştır. Karakterimiz eve gelen maskeli adamlara karşı hiçbir şey yapamadığı için kendisini suçlu hissetmektedir. Hikâye sonunda ise Zeynep ve kaçırılan diğer çocuklardan bir daha haber alınamamıştır. Bu çalışmada yazarın hayatına, yazarın dil ve üslubuna, hikâyenin konusuna, hikâyenin ana fikrine, hikayedeki bakış açısı ve anlatıcı türlerine, hikâyede kullanılan anlatım tekniklerine, hikâyenin türüne, başkahramanlara, mekân ve zaman unsurlarına değinilmiştir. En son sonuç ve öneriler kısmı ekleyerek bitirilmiştir </p> <p> </p> <p> </p>Gülce Kayabaş
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021165180Mustafa Mahmud’un “Hayaletin Sonu (Nihâyetü’l Şibḥ)” Adlı Hikâyesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/25
<p>Mısırlı filozof, doktor ve yazar olan tam adı Mustafa Kamal Mahmoud Hussein Al Mahfouz 1921-2009 yılları arasında yaşamıştır. Mustafa Mahmud, okul yıllarında başarılı olmasına rağmen öfkelendiği bir dönemde okumayı bırakmış, ancak daha sonra okumaya geri dönmüştür. Tıp okuyarak 1953'te göğüs hastalıkları konusunda uzmanlaşmıştır. Ancak 1960'ta kendini yazarlık ve araştırmaya adamıştır. Mustafa Mahmud, yazarlık kariyerinde masal, oyun ve gezi öykülerinin yanı sıra bilimsel, dini, felsefi, sosyal ve politik kitaplar yazmıştır. Toplamda 89 eseri bulunmaktadır. Bu çalışmada Mustafa Mahmud’un El-leżı̇̄ne Ḍaḥikū Ḥattâ El-Bukāʾ adlı kitabında yer alan “ Hayaletin Sonu (Nihâyetü'l Şibḥ)” adlı hikâyesinin tahlili yapılmıştır. Hikâye, uyuşturucu şebekesi lideri Sırtlan'ın ölüm döşeğinde ailesine bıraktığı vasiyet etrafında şekillenir. Sırtlan, mirasını hayır işlerine yönlendirir, ancak bu karar aile içinde çatışmalara yol açar. Hikâye, suç, cinayet ve ahlaki sorunları işleyerek bireylerin kişisel dönüşümlerini ele alır, insan doğasının karmaşıklığını vurgular. Bu çalışmada hikâyenin konusu ve olay örgüsü, hikâyenin özeti, yazarın biyografisi, kahramanları, anlatım teknikleri, dil özellikleri, değerlendirme ve Arapça orijinalinden çevirisi bulunmaktadır.</p>Hafsanur Akın
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021181209Zekeriya Tamir’in Yazıklar Olsun (Ya Hasarat) Adli Hikayesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/34
<p>Bu çalışmada Zekeriya Tamir’in Yazıklar Olsun adlı hikâyesi şekil ve içerik yönüyle incelenmiştir. Zekeriya Tamir 2 Ocak 1931 yılında Suriye'nin Şam şehrinde doğmuştur. Tahsilini maddi imkansızlıklar nedeniyle tamamlayamamış ama dünya edebiyatını okuyarak kendisini geliştirmiştir. Onuncu günde kaplanlar, Güleceğiz, Of gibi eserleriyle kendisini dünyaya tanıtmıştır. Hikayelerinin konusu ders verme odaklı olup kendi ülkesi olan Suriye’yi ve Arap Dünyasını siyasi ve sosyal açıdan ele almıştır. Bu çalışmada Zekeriya Tamir ‘in “özel hikâyelerالقصص الحصرم isimli kitabındaki 13. hikayesi kullanılmıştır. Hikâyede bir adamın açlık yüzünden yaptığı hırsızlığı hapishanede yaşadığı zorlukları ve yapmış olduğu bir hata yüzünden üzerine kalan bir iftirayla tekrar hapishaneye düşmesi anlatılmıştır. Bu çalışmada yazarın hayatına, yazarın dil ve üslubuna, hikâyenin konusuna, hikâyenin ana fikrine, hikayedeki bakış açısı ve anlatıcı türlerine, hikâyede kullanılan anlatım tekniklerine, hikâyenin türüne, başkahramanlara, mekân ve zaman unsurlarına değinilmiştir. En son sonuç ve öneriler kısmı ekleyerek bitirilmiştir.</p> <p> </p>Zahide Sümeyye Ceyhan
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021211229Zekeriya Tamir’in “Hazine (El-Kenz)” Adlı Hikayesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/29
<p>Suriyeli kısa öykü yazarlarının en ünlülerinden biri kabul edilen Zekeriya Tamir Şam’da doğmuş, ailesinin ekonomik nedenlerinden dolayı okula devam edememesine rağmen, 1958 yılında hikâye yazmaya başlamıştır. Hikâye yazarlığının yanı sıra Suriye Kültür Bakanlığı’nda Telif ve Çeviri Müdürlüğü ile birçok gazete ve dergide yazı işleri müdürlüğü ve genel müdür olarak görev yapmıştır. Çok sayıda hikayeleri vardır. Bu çalışmada ilk hikaye koleksiyonundan “Sahi’lül- Cevadil- Abyad (Beyaz Atın Kişnemesi) öykü kitabında yer alan “Hazine” (El-Kenz) adlı hikayenin tahlili yapılmıştır. Hikâyede; Ahmet adında bir kişinin bilinç altındaki isteklerini rüyasında gerçekleştirmeye çalıştığı anlatılmaktadır. Ahmet gerçek hayatta zengin olmayı ve kendini sevecek bir eşe sahip olmayı istemektedir. Şeyh Abdo ile karşılaşması da tam bu sırada gerçekleşir. Ahmet, bahçesindeki hazineye çok yaklaşmışken biranda<br />ayağına bir yılan dolanır ve onu sokar. O anda Ahmet, Şeyh Abdo’dan yardım istese de o, kaybolup gider. Bir anda uyanan Ahmet kendini bir hastane odasında bulur. Doktor ve hemşire ona kaza geçirdiğini söyler. Öykünün sonunda Ahmet, yaşadığıtüm olayların bir rüyadan ibaret olduğunu anlar ve eski yokluk günlerine geri döneceği için hayal kırıklığına uğrar. Bu çalışma da hikâyenin konusu, özeti, kahramanları, anlatım teknikleri ve dil özellikleri incelenmektedir. Ayrıca çalışmanın sonuna değerlendirme, yazarın biyografisi ve Arapça orijinalinden çevirisi eklenmiştir.</p>Hatice UYSAL
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021231251Abdel Tawab Youssef’in “Karakonuş” Adlı Hikâyesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/26
<p>Mısır’da çocuk edebiyatının öncülerinden biri olarak kabul edilen ve 1928- 2015 yılları arasında yaşamış olan yazar Abdel Tawab Youssef, Müslüman Arap çocuklar için modern yazının önemli sembollerinden biri olarak sayılmasıyla birlikte çocuk edebiyatı alanında modern çağın en üretken yazarlarından birisidir. Mısır’da okul radyo programlarının sorumlusu olarak çalışmış, üniversiteden mezun olduktan<br />sonra ise orada gazetecilik, radyo ve televizyon bölümünde görev almış Mısırlı bir yazar, çevirmen ve yayıncıdır. Yazarın eserleri arasında seriler halinde birçok öykü kitapları bulunmakla beraber on iki tanesi halk hikâyelerinden oluşmakta ve bunlar içerisinde iki tanesi Slavlarda karşılaşılabilecek olan birçok durum ve olayın anlatıldığı “Kim Kazanır ve Slavlardan Diğer Masallar” ile “Sayın Belediye Başkanı ve Slavlardan Diğer Masallar” adlı halk hikâyeleridir. Bu çalışmada Abdel Tawab Youssef’in Sayın Belediye Başkanı ve Slavlardan Diğer Masallar adlı kitabında yer alan “Karakonuş” adlı hikâyesinin tahlili yapılmıştır. Öyküde; dul kalmış, zavallı yaşlı bir kadının komşusu ile karşılaştığı “Karakonuş” adı verilen mitolojik varlıkla diyalogları ve yaşadıkları olaylar anlatılmıştır. Hikâyede kendisine iyi davranıldığında iyilik, kötü davranıldığında ise ona fenalık eden goblinlerden olduğu söylenen bir varlık ile zalim bir komşu ve tek başına yaşayan yaşlı bir kadının olaylara göre değişen duygu<br />durumlarından kesitler yer almıştır. Hikâyenin sonu ise merhametsiz olan komşunun acınacak bir hale gelmesiyle bitmiştir. Bu çalışma hikâyenin konusunu, özetini, kahramanlarını, anlatım teknikleri ve dil özelliklerini kapsamaktadır. Ayrıca çalışmanın sonuna değerlendirme, yazarın biyografisi ve Arapça orijinalinden çevirisi de eklenmiştir.<br /><br /></p>Fatma Nur ERGANLI
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021253179Mîḫâ ̓îl Nu ̒ayme’nin (Şehidetu Elşehd) Adlı Hikâyesinin İncelenmesi
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/28
<p>Bu Hikâyede Hayzaran ve Numan adlı kardeşlerin zorlu yaşamları anlatılmaktadır. Hayzaran 14 yaşında bir kız, kardeşi Numan ise 12 yaşında bir çocuktur. Babaları ölmüş, sert bir annenin muamelesi altında yaşayan çocuklar, küçük bir kulübede babalarının bıraktığı bir inekle geçimlerini sağlamaktadırlar. Anneleri, onları her gün sürekli çalışmaya zorlamakta eğlenmek için de zaman tanımamaktadır. Hayzaran, inekten elde ettiği sütü satarak, Numan ise baklagiller, meyveler ve yumurta satarak ailelerine destek olmaya çalışmaktadır. Anneleri ise komşuların bulaşıklarını yıkayıp yemek pişirerek katkıda bulunmaktadır.</p> <p>Numan bir sıtma hastalığına yakalanır. Annesi Hayzaran’dan eve dönerken kardeşi için ücretsiz bal bulmasını ister. Ancak Hayzran süt kabını evinin kapısı önünde düşür ve süt yere dökülür. Annesi kızını tokatlayıp ona küfredip saldırır. Hayzran vadiye kaçarak annesinin zulmünden kurtulmak için intihar etmeyi düşünür. Ancak kardeşi Numan 'a olan sevgisi onu bu düşünceden vazgeçirir. Vadide kayalıkların arasında bir arı kovanı bulur ve bu kovandan biraz bal almak ister. Ancak arı sürüsünün kendisini sokması sonucu ölümle burun buruna gelir. Eve vardığında ölmek üzere olan Hayzaran, nihayetinde kardeşi Numan'ın iyileşmesi için kendi hayatını feda ederek ölür.</p>Hikmet Abbas
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021281303Hassanein Ali Nuri “Sarhatü Damir” Bir Vicdan Çığlığı Adlı Hikayesinin İncelemesi
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/23
<p>Öykü, perşembe sabahı bulutlu bir atmosferde, maden suyu için su filtreleme istasyonuna giden yolda anlatıcıyla karşılaşan bir çocuk olan Mazen ‘in görüşmeye başlamasıyla başlıyor. Anlatıcı, Mazen ‘in evlilik baskısı ve kendi bekarlığı üzerine bir konuşma yapmasını beklerken, Mazen ‘in evlenme çağında olmasına rağmen hazır olduğunu ve evlenmeyi düşündüğünü ifade ediyor. Ancak, anlatıcı maddi sıkıntıları ve psikolojik durumu nedeniyle evlenmeyi reddediyor. İkinci bölümde, anlatıcıyla Mazen arasında geçen diyalogda, Mazen ‘in evlenme üzerine ısrarları ve evliliğin mutluluk ve istikrarın temeli olduğu iddiaları yer alıyor. Anlatıcı, Maden’e evlilikle erkeklik arasındaki ilişkiyi sorguluyor ve maddi-manevi hazırlıkları olup olmadığını soruyor. Mazen ise bu konuda kendine güvenle cevap verirken, anlatıcı onun cehaletini ve geriliğini gözlemliyor. Üçüncü bölümde, anlatıcı, Mazen ‘in evlilikle ilgili cahil ve kaba yaklaşımının altında yatan toplumsal sorunları ve acı gerçekleri düşünmeye başlıyor. Anlatıcı, evliliğin birçok insanı zor durumda bıraktığını, ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını ve bu durumun toplumun cehaleti ve sıkıntılarına işaret ettiğini belirtiyor.</p> <p>Son bölümde, anlatıcı, Mazen ‘in görüşlerine karşı çıkarak kendi evliliğinden bahsediyor. Eşiyle DiyarBaran Üniversitesi'nde çalışan ve yüksek lisans/doktora çalışmalarını birlikte yürüten bir kadın olan İhtidad Hanım'la olan ilişkisini anlatıyor. Anlatıcı, Mazen ‘in evlilikle ilgili basmakalıp görüşlerine karşı çıkarak, insanların gerçek sevgi ve anlayış içinde sağlıklı ilişkiler kurabileceğini vurguluyor. Ayrıca, öykünün sonunda, evlilikle ilgili zorluklara karşı birlikte mücadele eden bir çiftin hikayesinin, toplumdaki evlilik algısına meydan okuduğunu düşünerek, önceki sahnelerle tezat oluşturuyor.</p>Muhammad Halim ABDURRAHMAN
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021305322Yasmine Batoush’un “Suçlu (El-Muznib)” Adlı Hikâyesinin Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/22
<p>Yasmine Batoush, Cezayirli üniversite öğrencisidir. ‘’Kısas ve’l Hikâyat’’ isimli kitapta ‘’El- Muznib’’ adlı hikâyesi 2019 yılında elektronik bir şekilde yayına koyulmuştur. Ayrıca yine 2019 yılında basıma giren ‘’Eşbah Beşer ( İnsana Benzeyenler)’’ isimli bir hikâye kitabı da mevcuttur. Yazar gelecek vadeden bir kişidir. Bu çalışmada Kısas ve’l Hikâyat isimli kitabın 4.hikâyesi olan ‘’Suçlu (El-Muznib)’’ isimli hikâyenin<br />tahlili yapılmıştır. Hikâyede; ikiz kardeş olan çocukların birbiriyle olan rekabeti anlatılmaktadır. Okula başlayana kadar her şey iki çocuk için de çok güzel ilerlerken bir çocuğun zeki ve başarılı olmasıyla hayatları tamamen değişmektedir. Başarısız olan kardeşte kıskançlık hissi ortaya çıkmaktadır. Anne -baba faktörüyle de bu kıskançlık hissi karakterimizin kalbinde daha büyük bir nefrete dönüşerek ikiz kardeşinden soğumaya başlamaktadır. Değersizlik hissini anne-babasının ona karşı tavırlarından<br />da hisseden karakterimiz hayatta kendine sadece bir odada yalnız kalacak bir ortam yaratmaya çalışmaktadır. Karakterimiz daima kendisini kardeşinin gölgesi altında hissetmekte ve ondan sürekli bir koruma istemektedir. Psikolojide aşağılık kompleksi olarak niteleyebileceğimiz bu kavram karakterimizin hayatına yön verecektir. Sürekli kendisini kardeşiyle kıyaslamakta ve kendine olan özgüveni de düşmekte olan karakterin en sonunda yaptığı hareket onun da kardeşinin de hayatına mal olmuştur. Öykünün sonunda ise karakterimiz akıl hastanesinden iyileşerek çıkıp ailesinin yanına sağlıkla dönmüştür. Bu çalışma hikayenin konusu, özeti, anlatım teknikleri ve dil özelliklerini içermektedir. Ayrıca psikoanaliz tekniklerine de yer verilmiştir. Çalışmanın sonuna değerlendirme ve Arapça orijinalinden çevirisi eklenmiştir.</p>Sude Çırak
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021323341Mustafa Mahmûd’un “Çok Hayırlı İşler!” (‘Amâl Sâliha Cidden) Adlı Öyküsünün Tahlili
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/40
<p>1921-2009 yılları arasında yaşamış olan Mustafa Mahmûd, Mısırlı bir edebiyatçı, gazeteci, yazar ve düşünürdür. Bütün bu kimliklerinin yanında aslen bir göğüs hastalıkları uzmanıdır. Edebiyata olan merakı onu çok farklı kulvarlarda ilerlemesine etki etmiştir. Yazıları, gerçek hayattan izler taşımakta olup net mesajlar içermektedir. Bu minvalde ‘Amâl Sâliha Cidden (Çok Hayırlı İşler) adlı öyküsü de bulunduğu dönemin aksaklıklarını, zorluklarını, hafife alınan hayatları psikodrama türünde anlattığı bir eserdir. Elle tutulamayan bazı gerçekleri, net ifade edilemeyen kimi zorlukları ve görmezden gelinen yanlışlıkları biraz kara mizah katarak psikodrama aracılığı ile anlatmış olduğu kısa yazındır. Bu çalışmada öykü biçim, içerik, konu ve olay örgüsü, karakterler, mekânlar, kullanılan kimi anlatım teknikleri ve öyküde geçen bazı edebi sanatlar yönüyle incelenmektedir.</p> <p><strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Arap Edebiyatı, Mısır Edebiyatı, Öykü Tahlili, Mustafa Mahmûd, Çok Hayırlı İşler.</p>Ayşe Şener
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021343366Medical Translation and its Status in Türkiye
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/41
<p>تهدف هذه الدراسة إلى معرفة الترجمة الطبيّة التي تُعتبر الآن رائدة الترجمات في البلدان المتطورة طبيًا، لأنها تجذب الكثير من السُّياح وتُساعد في تطوير وتنمية اقتصاد البلد، وتهدف أيضًا إلى معرفة الأحوال التي وصلت إليها تركيا في هذا المجال، خصوصًا أن المؤشرات تُشير إلى أنّ تركيا أصبحت من الدول المهمة في هذا المجال بعد الإقبال الكبير من أكثر دول العالم الذي شهدته المستشفيات الطبيّة بعدما طوّرت برامجها الصحيّة من أجل مواكبة معطيات العصر التقني. وأشارت التقارير الصادرة عن وزارة الصحة التركيَّة أن تركيا من ضمن الدول العشرة المتقدمة في المجال الطبي في العالم وذلك بسبب كفاءة الأطباء وتوفر المعدات الطبية المتطورة فيها، وأكثر الدول التي يقصد رعاياها تركيا من أجل العلاج، هي العراق وأذربيجان في المرتبة الثانية، تليها ألمانيا، وجورجيا، وليبيا، وغيرها من البلدان. وأكثر المدن التركية التي تستقبل هؤلاء المرضى هي إسطنبول وأنقرة وأنطاليا. وتأتي في صدارة الخدمات المهنية المقدمة، بجانب الخدمات الطبية، خدمة الترجمة الشفوية ذات الجودة العالية في المستشفيات التركية والتي تقدّمها الحكومة بالتعاون مع المستشفيات وبجميع اللغات الأجنبيّة، ونحاول في هذه المقالة الإجابة على الأسئلة التي تدور في الأذهان حول ماهيّة هذه الترجمة؟ وما هي الآلية التي تُعتمد عليها في هذا النوع من الترجمة؟ وكيف استطاعت تركيا من تطوير هذه الترجمة؟</p>Mehmet Hakkı SUÇİNZeynep AKREŞ
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021367378Fasih Arapça ile Lehçeleri Arasındaki Dilsel Bütünleşme
https://lidergi.com/index.php/pub/article/view/43
<p> </p> <p>Bu makale, Fasih Arapça ile yerel lehçeleri arasındaki dilsel bütünlüğün boyutunu araştırmayı ve Fasih Arapçanın günlük hayattaki lehçelerle bütünlüğünü göstermeyi amaçlamaktadır. Bunun için dilsel bütünleşme, Fasih Arapça, lehçeleri ve bunların etkileşimleri konularını ele alan betimleyici bir yöntem benimseyerek, Fasih Arapça ve lehçelerinin mevcut durumunu, kullanımını ve konumunu ele almaktadır. Buradan hareketle Fasih Arapçanın, ölçünlü bir dil olmasına rağmen lehçelerine kıyasla Arap toplumunda daha az kullanıldığı görülmektedir. Durum böyle olmakla birlikte dilsel bütünleşmenin, Fasih Arapça ile lehçeleri arasındaki boşluğu doldurmanın bir yolu olduğu varsayılarak, bazı Fasih kelimelerin nasıl günlük konuşma diline dönüştüğüne dair örnekler verilmiştir. Makalede ayrıca Arapçanın diğer dillerden alarak lehçelerinde kullandığı kelimelerden de örnekler verilmiştir. Fasih Arapça ile lehçelerinin bütünleşmesinin, ölçünlü dilin korunması şartıyla önemli olduğu sonucuna varılmıştır. Böylece dilin çeşitli diyalektik formlarının bütünleşerek, öğrencilerin lehçe konuşanlarla iletişim kurmalarına, onları daha iyi anlamalarına, farklı işlevsel görevleri kolayca yerine getirmelerine ve bunları doğru bir şekilde uygulamalarına yardımcı olacağı düşünülmektedir.</p> <p> </p> <p> </p> <p> </p>Shehab Ahmed Hasan AL-JUBOURIİbrahim ÖZAY
Telif Hakkı (c) 2024 Lisanî İlimler Dergisi
https://creativecommons.org/licenses/by/4.0
2024-06-302024-06-3021379393